Küçük Ejderhanın Hikayesi

Maviokul.Com

6 Görüntülenme
0 Yorum

Yöneticiye Bildir

Küçük Ejderhanın Hikayesi

Küçük Ejderhanın Hikayesi

Yükseklerin en yalnız, en ıssız zirvelerinde, fırtınaların dövdüğü, rüzgarların uğultularla kadim şarkılar söylediği sarp kayalıkların arasına oyulmuş heybetli bir yuvada, güçlü ve gururlu bir anne ejderha yeni yavrularını dünyaya getirdi. Yuva, soğuk taştan dehlizler, keskin çıkıntılar ve derin uçurumlarla doluydu, zirvenin haşmetine ve sertliğine yakışır, korunaklı ama acımasız bir yerdi. Anne ejderha, soyunun gücüne, kudretine ve gelecek nesillerin ne kadar güçlü olacağına büyük önem verirdi. Doğan yavruların çoğu iri, pulları şimdiden zırh gibi sert ve parlak, içlerinde yatan ateşi hissettiren hareketli minik yaratıklardı. Ama sonuncu yavru... O, dünyaya geldiğinde küçücüktü, cılızdı ve pulları diğerlerininki kadar parlak ve dayanıklı görünmüyordu. Sanki içinde yeterince yaşam gücü, yeterince ateş yokmuş gibi cansız ve zayıf duruyordu. Annesi onu görünce, güçlü ejderha soyu için büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Onun bariz zayıflığını ve cılızlığını fark edince, ondan pek bir şey beklemedi, umutsuzluğa kapıldı ve dikkatini daha güçlü, daha vaat eden yavrularla ilgilenmeye odakladı. Küçük ejderhanın kardeşleri, her geçen gün gözle görülür bir hızla büyüyor, kasları gelişiyor, kanatları güçleniyor ve en önemlisi, oyun oynarken bile ağızlarından minik, neşeli, yaramaz kıvılcımlar saçmaya başlıyorlardı. Bu, ejderhalar için gücün ve potansiyelin ilk, çok önemli işaretiydi. Fakat bizim küçük ve çelimsiz ejderha, ne kadar zorlasa da, ne kadar derin nefes alsa da, ne kadar tüm gücünü toplasa da, ağzından bir türlü minicik bir kıvılcım bile çıkaramıyordu. Bu durum onu çok üzüyordu. Kardeşlerini uzaktan, içten içe imrenen ve biraz da kırgın gözlerle izlerdi. Onlar gibi güçlü olmayı, aralarına katılmayı, o neşeli kıvılcım oyunlarına dahil olmayı o kadar çok istiyordu ki. Bir gün, tüm cesaretini toplayıp onların oynadığı yere, kocaman kayaların ve rüzgarın savurduğu tozun arasına, onların dünyasına katılmak istedi.

Küçük ejderhanın kardeşlerinin arasına katılma çabası, aslında anne ejderhanın içinde sönük bir umut ışığı yakmıştı, belki onlarla takılarak, onların enerjisiyle o da güçlenir, düşüncesiyle uzaktan onları izlemeye başladı. Çünkü yavruların yuvadan ayrılıp kendi hayatlarına atılma, dağlarda kendi bölgelerini kurma zamanı yaklaşıyordu ve küçük olanın henüz buna hazır olmaması onu endişelendiriyordu. Fakat kardeşleri... Onlar, küçük ve zayıf olanın aralarına katılmasından hiç hoşlanmadılar. Oynadıkları eğlenceli oyunları aniden durdurdular, alaycı bakışlarla ona baktılar, burun kıvırdılar. "Sen çok küçüksün, bizimle oynayamazsın!" diye bağırdılar. "Git buradan! Bizim gibi ateşin bile yok, işe yaramazsın!" Onu ittiler, kakaladılar, küçük bedenini acımasızca yuvanın daha soğuk, daha köşede kalan bir yerine doğru sürdüler. Küçük ejderha, kardeşlerinin bu acımasız dışlaması ve zalim sözleri karşısında derin bir üzüntüye boğuldu. Kalbi kırılmıştı, gözleri dolmuştu ama gururundan ağlamadı. Onlar gibi olmadığını, farklı, güçsüz ve istenmeyen olduğunu tüm benliğiyle hissetti. Sanki görünmez bir duvar onu kardeşlerinden ve annesinden ayırıyordu. Anne ejderha, bu olayı uzaktan, görünüşte kayıtsız, sert bir ifadeyle izliyordu. Belki içinde bir sızı, bir vicdan azabı vardı ama dışarıya sadece bir ejderhaya yakışmayan bir zayıflıkla ilgilenmenin anlamsızlığını, doğanın kuralının güçlünün hayatta kalması olduğunu anlatan soğuk ve katı bir ifade yansıyordu.

Oysa, her ne kadar bedeni cılız ve çelimsiz olsa da, küçük ejderhanın diğer kardeşlerinden çok farklı, eşsiz ve paha biçilmez bir yanı vardı: O çok merhametli ve inanılmaz derecede cana yakındı. Diğer güçlü ejderhalar gibi, dağların tepesinden tüm dünyaya yüksekten, küçümseyerek, kibirle bakmazdı. Minik bir böceğin bile yanından geçerken dikkat eder, yuvasından düşmüş bir kuş yavrusunu nazikçe yuvasına geri koymaya çalışır, incinmiş bir çiçeğin yanından geçerken durup ona bakar, sanki iyileşmesi için dilek dilermiş gibi duruşu vardı. Küçücük, güçsüz görünen vücudunun içinde, dünyadaki en büyük, en şefkatli kalplerden biri atıyordu. Kendi kendine her gün, "Bir gün ben de onlar gibi olacağım, ben de güçlü alevler püskürteceğim," diye fısıldar, içindeki o görünmez ateşi bulmak için boş yere çabalardı. Ne var ki, kendi içindeki gerçek gücün, o meşhur ejderha ateşinden çok daha farklı, çok daha derin bir şey olduğunu, kocaman, sevgi dolu kalbinde saklı olduğunu henüz bilmiyordu. Kadim ejderha efsanelerinde bahsedilen "seçilmiş ejderha" olarak dünyaya geldiğinden, kaderinin çok farklı ve özel olduğundan tamamen habersizdi. Belki de pullarının rengindeki o hafif mor pırıltı, normal ejderhalarda olmayan o narin ışıltı ya da derin, bilge ve her şeyi anlayan bakışları bunun işaretiydi, ama o sadece bir köşede, kardeşleri tarafından dışlanmış olmanın verdiği derin acıyla ve kendi eksikliği olduğunu düşündüğü ateşsizliğiyle sessizce üzülür dururdu. Oysa, o bilmese de, içindeki potansiyel, kardeşlerinin tüm ateşinden ve fiziksel gücünden çok daha fazlasını barındırıyor, dünyayı değiştirebilecek bir ışık barındırıyordu.

Küçük ejderha, kardeşleri gibi ağzından güçlü, yakıcı alevler püskürtmeyi, hatta en azından minik, sevimli kıvılcımlar çıkarmayı o kadar çok istiyordu ki! Bu arzu onun içinde bitmeyen bir umutsuzluk kaynağıydı. Her gün, yalnız kaldığı zamanlarda, yuvanın daha sakin, kimsenin olmadığı bir köşesine çekilir, derin nefesler alır, küçücük göğsünü şişirir ve tüm gücüyle öne doğru nefes verirdi. Ama çıkan tek şey zayıf bir hırıltı, acınası bir öksürük, bazen de küçük, zararsız bir duman bulutu olurdu. Ne bir kıvılcım, ne bir sıcaklık, ne de o beklediği ejderha ateşi. Her denemesi hüsranla sonuçlanır, kalbindeki üzüntü ve hayal kırıklığı daha da artardı. Kardeşleri onun bu nafile çabalarını görür, acımasızca alay ederlerdi. "Bakın bakın şu zayıfa, hala ateş çıkarmaya çalışıyor zavallı!" diye gülerler, onu daha çok dışlarlardı. Bir gün, yavruların yuvadan ayrılıp kendi hayatlarına atılma, dağlarda kendi bölgelerini belirleme ve kendi başlarına avlanma zamanı tamamen yaklaştığında, anne ejderha yavrularının güçlerini son kez ölçmek için büyük bir yarış düzenledi. Yarışın amacı basitti ve ejderhalar için her şey demekti: Kim ağzından en güçlü, en yıkıcı alevi çıkarır ve kükremesiyle en büyük kayaları yerinden oynatır, hatta parçalarsa, o yavruların en güçlüsü, lideri sayılacak ve anne ejderhanın en çok gurur duyduğu yavru olacaktı. Kardeşleri birer birer öne çıktı. Güçlü, titrek alevler püskürttüler, sarp kayalıkları sallayan, uzak vadilerde yankılanan kükremeler çıkardılar. Her biri kendi hakkını denedi, kaslı bedenlerinin ve gelişen ateşlerinin gücünü sergiledi. Sıra artık küçük ejderhaya gelmişti.

Küçük ejderha, adı anons edildiğinde önce titrek adımlarla, kardeşlerinin alaycı, küçümseyici bakışları arasında yarış alanının tam ortasına, en büyük kayanın önüne, ilerledi. Kalbi hızla ve korkuyla çarpıyordu, başarısız olmaktan, bir kez daha alay konusu olmaktan ölesiye korkuyordu. Ama aynı zamanda, o gün için, kardeşleri gibi olmak için, kendini kanıtlamak için o kadar çok çabalamıştı ki, içinde bir yerlerde, daha önce hissetmediği bir kararlılık ve kendini gösterme arzusu kabarıyordu. İçinden ince ama kararlı, sıcak bir ses yükseldi, sanki kalbinden geliyordu: "Korkma. Yapabilirsin. Onlar gibi olmasan da, senin de bir gücün var. Farklı olabilirsin, ama zayıf değilsin." Tam o sırada, bakışları uzakta, heybetli duruşuyla onları izleyen annesine takıldı. Anne ejderhanın gözlerinde ilk defa, o güne kadar hiç görmediği, tamamen yeni bir ifade vardı; bir anlık şaşkınlık, belki yılların verdiği kayıtsızlık ve ihmal için gizli bir pişmanlık ve evet, ona doğru neredeyse fark edilmeyen, çok hafif bir baş selamıyla "Yapabilirsin, inanıyorum sana" der gibi bir işaret. Küçük ejderha, hayatında ilk defa annesinden bu kadar açık ve doğrudan bir destek, bir kabul hissetmişti. Bu küçük işaret bile onun için devasa bir güç kaynağı oldu. Tüm korkularını bir kenara bıraktı. Derin, çok derin bir nefes aldı, küçücük ciğerlerinin en derinliklerine kadar havayı, dağın soğuk ama temiz esintisini çekti ve tüm kalbiyle, tüm benliğiyle, içinde yanan o görünmez, farklı ateşi çağırdı. O anda, hissettiği şey daha önceki denemelerinden çok farklıydı; içinde sıcak, parıldayan, hayat dolu bir enerji uyanmıştı, damarlarında altın rengi bir ışık gibi akıyordu sanki. Gözleri daha önce hiç olmadığı kadar parlak bir mor renkle parladı, bedeni hafif ama güçlü bir ışıkla titredi ve ağzını açtı. Çıkan şey, kardeşlerinin sıradan alevlerine hiç benzemiyordu. Altın sarısı, pırıl pırıl, etrafına sıcaklık ve neşe saçan, saf bir alev sütunu ağzından fışkırdı! Alevin sıcaklığı havayı titretti, rengi o kadar parlaktı ki bakanların gözleri kamaştı, sanki içindeki merhamet ve sevgi alev olmuştu. Alev, sadece en büyük kayaları devirmekle kalmadı, onları havaya uçurdu, parçaladı ve hatta sarp kayalıkların yüzeyini bile parlak bir cama dönüştürdü. Ardından gelen kükremesi ise, küçücük cüssesine rağmen öylesine güçlüydü ki, dağlar sarsıldı, yuvanın taşları titredi ve uzak vadilerde bile yankılandı, tüm orman halkı bu sesi duydu ve irkildi. Küçük ejderha, hem kardeşlerini hem de annesini, hatta kendini bile tam anlamıyla şaşkına çevirmişti. Onun ateşi, sıradan, yıkıcı bir ejderha ateşi değildi; o, saflığın, merhametin, inanmanın ve koşulsuz sevginin ateşiydi. O gün, herkesin cılız ve güçsüz sandığı küçük ejderhanın, efsanelerdeki seçilmiş ejderhanın gerçek, farklı ve çok daha büyük gücü tüm heybetiyle ortaya çıkmıştı. Kardeşleri şaşkınlık ve kıskançlıkla bakakalırken, anne ejderhanın gözlerinde ilk defa gerçek bir gurur ve hayranlık vardı.

 

WORD Olarak İndir

Dosya hazırlanıyor, lütfen bekleyiniz...

5

 

PDF Olarak İndir

Dosya hazırlanıyor, lütfen bekleyiniz...

5

 


İnstagramda takip et

YouTube Kanalımıza Abone Ol

WhatsApp Gruplarımız

Tüm Grupları Görmek İçin Tıklayın


Küçük Ejderhanın Hikayesi adlı dosyayı indir.
2023-2024 Küçük Ejderhanın Hikayesi Küçük Ejderhanın Hikayesi 2023-2024 Küçük Ejderhanın Hikayesi adlı dosya bu içerikte yer almaktadır.
Küçük Ejderhanın Hikayesi adlı dosya 26-04-2025, 21:03 tarihinde admin tarafından eklenmiştir.
Küçük Ejderhanın Hikayesi adlı dosya Eğitim Kategorileri / Masal - Hikaye kategorisinde yer almaktadır ve bugüne kadar 6 defa ziyaret edilmiştir.
Küçük Ejderhanın Hikayesi adlı dosyamızı google da aramak için Küçük Ejderhanın Hikayesi

Konu Etiketleri:

Benzer İçerikler: Benzer İçerikler - Çok Yakın Liste Benzer İçerikler - Çok Yakın Liste Benzer İçerikler - Çok Yakın Liste Benzer İçerikler - Çok Yakın Liste Benzer İçerikler - Çok Yakın Liste Benzer İçerikler - Çok Yakın Liste Benzer İçerikler - Çok Yakın Liste Benzer İçerikler - Çok Yakın Liste Benzer İçerikler - Çok Yakın Liste Benzer İçerikler - Çok Yakın Liste Benzer İçerikler - Çok Yakın Liste Benzer İçerikler - Çok Yakın Liste Benzer İçerikler - Çok Yakın Liste